Trafik kazası, araçların hasar almasına ve birçok parçanın onarım görmesine ya da değişmesine sebep olabilir. Araçlar onarım ya da parça değişim sonucu eski hallerine gelmiş olsalar bile değer kaybına uğrarlar. Değer kaybı özellikle araç satışlarında kişilerin karşısına çıkar. Geçmiş kaza ve hasar kayıtları TRAMER sistemine işletildiği için bir kişi aracını devretmek istediğinde benzer model ve kilometredeki araçlara göre daha düşük bir fiyatla elden çıkarmak zorunda kalır. Bahse konu değer kaybının ise trafik kazasından sorumlu kişilerce karşılanması gerekir. Bu yazımızda değer kaybının ne olduğu, değer kaybının kimlerden talep edilebileceği ve değer kaybının hesabında nelere dikkat edildiği gibi birçok önemli soruya cevap verilmektedir.
Değer kaybı, kaza sonrasında onarılan aracın kaza öncesi ikinci el fiyatında ve piyasa rayicindeki azalma olarak tanımlanmaktadır (Yargıtay 4. HD, E. 2021/1252, K. 2022/5913, T. 25.03.2022). Aracın onarımı çok iyi bir şekilde gerçekleşmiş ya da orijinal parçalar ile değişim yapılmış olsa bile benzer bir durumdaki hasarsız bir araca göre ekonomik değeri daha az olacaktır ve araç alacak kişiler böyle bir araç için daha düşük bir fiyat ödemek isteyecektir. Bu da araç sahibinin zarara uğramasına sebep olacaktır.
Hasar tazminatı ve değer kaybı tazminatı trafik sigortası maddi zararlar teminatı kapsamında kabul edilen birbirinden farklı iki tazminat türüdür. Hasar görmüş aracın eski haline getirilmesi için gerekli masraflar hasar tazminatının içindedir. Özellikle işçilik ücreti, araç parça ücretleri ve KDV hasar tazminatı içindedir. Değer kaybı tazminatı ise araç eski haline gelse bile ayrıca istenebilen aracın ikinci el piyasa fiyatının düşmesinden doğan bir tazminattır.
Karayolları Trafik Kanunu (KTK.) madde 85 ve 91 düzenlemeleri gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve karşı aracın trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Aracı değer kaybına uğrayan hak sahibi bu üçünden istediğine karşı talepte bulunabileceği gibi üçüne karşı aynı anda talepte de bulunabilir. Bunlardan birisi talebi yerine getirdiği takdirde diğerleri hak sahibine karşı sorumlu olmaktan kurtulur. Bu kişiler arasında işleten ve sürücünün sorumluluğu tazminat miktarı kadar iken sigorta şirketi sigorta teminat miktarınca sorumludur.
KTK madde 90’ da trafik sigortası kapsamındaki tazminatların bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara göre belirleneceği düzenlenmiştir ve bu tazminat kalemleri arasında değer kaybı tazminatı da sayılmıştır. Trafik Sigortası Genel Şartlarında da değer kaybı tazminatı, hasar tazminatı ile maddi zararlar teminatı kapsamında sayılmıştır. Teminat limitleri her yıl için asgari olarak belirlenir. Maddi zarar teminatı 2023 yılı için araç başı 54.000 TL olarak belirlenmiştir. Örneğin; hak sahibi 35.000 TL hasar tazminatı almışsa artık sigortadan en fazla 19.000 TL değer kaybı tazminatı alabilir.
Değer kaybı tazminatı istenemeyecek iki durum vardır:
Karayolları Trafik Kanunu madde 90/1-a’ da değer kaybı tazminatının aracın piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak hesaplanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yargıtay ise eskiden beri içtihatlarında Kanun’a yeni eklenen maddeye paralel bir şekilde değer kaybı hesaplanırken şunlara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır: Değer kaybı zararı belirlenirken yapılması gereken, aracın kaza piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2. el değerinin belirlenmesi ve aracın tamir edilmesinden sonra, aracın yaşı, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alındığında yine serbest piyasa koşullarında 2. el değerinde ne kadarlık bir azalma olacağının belirlenmesinden ibarettir (Yargıtay 17. HD, E. 2015/1510 K. 2017/8280 T. 27.09.201).
Genel Şartlar ise değer kaybının hesaplanmasına ilişkin bir formül öngörmüştür ancak gerçek zarar ilkesine aykırı olarak tazminatın daha düşük belirlenmesine sebep olduğu için Yargıtay kararlarında bu formüle itibar etmemektedir.
Değer kaybı hesaplaması uzmanlık gerektiren bir iş olduğu için davalarda hesaplama için bilirkişi atanmaktadır.
Ayrıca tarafların kazadaki kusur durumları da tazminatın miktarında etkili olacaktır. Örneğin; 20.000 TL değer kaybı var ve karşı tarafta %50 kusurlu ise hak sahibi ancak 10.000 TL’lik bir tazminata hak kazanacaktır.
Kasko, bir kişinin kendi aracına gelen zararları karşılayan bir mal sigortasıdır. Kural olarak kasko kapsamında değer kaybı tazminatı yoktur. Ancak, sigorta sözleşmesinin tarafları anlaşarak kaskolarına değer kaybı tazminatını da ekleyebilirler.
KTK madde 109’a göre motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Trafik kazalarının akabinde taraflar arasında ya da kolluk kuvvetlerince kaza tespit tutanağı tutulduğu için tarafların zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği kabul edilir. Bu sebeple kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sorumlulara karşı değer kaybı talebinde bulunmak ve gerekirse dava açmak gerekir.
Kitabımız seçkin yayınlarından çıkmış olup hukuk yayınevlerinden ya da internetten tedarik edilebilir.