Sigorta Şirketlerine Yönelik Düzenlenmiş Önleyici ve Denetleyici Mekanizmalar
Sigortacılık sektörü günümüz ekonomileri için vazgeçilmez sektörlerden biridir. Fakat sigortacılık sektörü önemli bir sektör olmasına rağmen bazı büyük riskleri de bünyesinde barındırmaktadır. Bu risklere örnek olarak on binlerce veya daha fazla müşteriye hizmet veren bir sigorta şirketinin kötü yönetimden veya başka nedenlerden dolayı iflas etmesi, şirketin içinin boşaltılması, müşterilerine ödemelerini yapmaması veya yapamaması gibi durumlar sayılabilir. Ayrıca sigortacılık faaliyetinin karmaşık yapısından dolayı sigortacılık ayrıntılı ve sistemli bir organizasyonu da gerektirmektedir. Dolayısıyla belirli risklerin gerçekleşmesi sonucunda çok sayıda mağdur oluşturma potansiyeline sahip olmasından ve bizatihi kendi kompleks yapısından dolayı sigortacılık sektörü için kanun koyucu belirli önleyici ve denetleyici mekanizmalar öngörmüştür. Bu mekanizmaların varlığı sigortacılık sektöründen hizmet alanlar için olduğu kadar sektörün sağlıklı işlemesi ve dolayısıyla hizmet verenler için de önemlidir.
Bu yazıda sigortacılık faaliyetinin sağlıklı sürdürülebilmesi amacıyla sigorta şirketlerinin mali bünyelerinin bozulmaması ve bozulmuş olması durumunda müşterilerinin zarar görmemesi için alınmış önlemler ve bunlara yönelik oluşturulan denetim mekanizması anlatılacaktır. Sigortacılıkta bazı fiiller suç olarak düzenlenmiş ve bunlara yönelik cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Kuşkusuz bunlar da bu yazıda anlatılacak düzenlemeleri destekleyici ve bunlara aykırı davranacakları caydırıcı nitelikte düzenlemelerdir. Bu cezai hükümler de başka bir yazıda sigortacılık suçları başlığıyla anlatılacaktır.
1) Önleyici Düzenlemeler
- Diğer şirketlerin aksine Sigortacılık Kanun(S.K.)’unda sigorta şirketlerinin kurucularında belirli niteliklerin olması şart koşulmuştur (SK. m. 3/2a). Ayrıca yine aynı madde de herhangi bir ortağın hiçbir şekilde oy hakkı imtiyazı veren hisse senedi sahibi olamayacağı da düzenlenmiştir. Yani şirket kurulurken hazırlanan ve notere onaylatılacak olan şirket ana sözleşmesinde kuruculardan hiç birine hisse oranı ne olursa olsun oy hakkı imtiyazı tanınmamış olmalıdır. Bazı şirket ortaklarının şirket yönetiminde baskın bir şekilde etkin olması istenmemiştir.
- Sigorta şirketlerinde ana sözleşme değişikliği için yapılacak genel kurul görüşmelerinden önce değişiklik tasarıları için Hazine Müsteşarlığı’ndan uygun görüşü alınmak zorundadır aksi taktirde değişiklik ticaret siciline tescil edilemez(S.K. m.8). Bunun hukuki sonucu ise yapılan değişikliğin TTK m. 455 uyarınca 3. kişiler için bağlayıcı olmamasıdır. Bu hükümle şirket paydaşlarının şirket ana sözleşmesini değiştirmek suretiyle şirketin mali yapısının bozulması ihtimalinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.
- S.K. m. 9 da belirli oranlarda pay sahiplerinin değişmesine sebep olacak hisse devirlerinin ve üye belirleme imtiyazı veren hisselerin devirlerinin(oransal değişmeye bakmaksızın) Hazine Müsteşarlığı’nın iznine bağlı olduğu düzenlenmiştir. Burada kanun koyucu şirketin denetim ve yönetimine etkili olacak hisse devirlerini kontrol altına almak suretiyle çıkabilecek problemleri önlemeyi amaçlamıştır.
- Şirket hisse senetlerinin halka açık şirketlerdeki halka açık kısım dışındaki hisselerin ve halka açık olmayan şirketlerdeki hisselerin tamamının nama yazılı olması gerekmektedir(SK. m. 3/2b). Bu hükümle şirket paylarının devri zorlaştırılmıştır.
- Şirket ödenmiş sermayesinin Müsteşarlığın belirlediği miktarın üzerinde bulunması zorunluluğu vardır(S.K m. 5/2).
- Kanun sigorta şirketlerini akdettikleri sigorta sözleşmesinden doğan borçlara yeteri kadar karşılık ayırmalarını zorunlu tutmuştur(S.K. m.16). Sigorta şirketleri mevzuata uygun şekilde karşılıkları hesaplayan sistemi oluşturmalı ve bu hesaplanan miktar kadar değer şirketin aktiflerinde yer almalıdır. Şirketin aktiflerinde yer alan hangi varlıkların teknik karşılık olarak bulundurulabileceği yönetmelikle (Sigorta ve reasürans ile emeklilik şirketlerinin teknik karşılıklarına ve bu karşılıkların yatırılacağı varlılara ilişkin yönetmelik) belirlenmiştir.
- Sigorta şirketleri sigorta sözleşmelerinden doğan taahhütlerine karşılık olarak mevzuatla kararlaştırılmış usul ve esaslar çerçevesinde belirlenen bir teminat ayırmak zorundadır. Teknik karşılık ayrılmasıyla teminat gösterilmesi farklı şeydir. Teknik karşılık olarak gösterilen varlıklar şirketin faaliyetlerinde kolaylıkla kullanılabilirken teminat olarak gösterilen varlıklar kullanılamaz. Hayat branşında faaliyet gösteren şirketler belirli miktar için Müsteşarlık lehine teminat olarak bloke veya ipotek göstermek zorundadırlar.Hayat dışı branşta faaliyet gösteren sigorta şirketleri ise teminat olarak minimum garanti fonu oluşturmak zorundadır. Sigorta şirketlerine teminat gösterme zorunluluğunun getirilmesi ile şirket müşterilerinin mağdur olmaması amaçlanmıştır. Şirket, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan borçlardan dolayı ödeme güçlüğüne düşmesi halinde Müsteşarlık teminatlardan alacaklıya ödeme yapılmasına karar verebilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu teminatlar iflas veya tasfiye masasına dahil edilemez, haczolunamaz, üzerlerine ihtiyati tedbir ve haciz konulamaz. .
- Şirket ortakları, yönetim kurulu üyeleri, denetçileri ve çalışanları; şirket kaynaklarını dolaylı ya da dolaysız kullanamaz, iyiniyet kurallarına aykırı olarak aktifin değerini düşüren işlemlerde bulunamaz ve hiçbir surette örtülü kazanç aktarımı yapamaz(S.K. m.19). Örtülü kazanç aktarımı yasağına örnek olarak şirketin bazı işlerini özellikle belirli kişi veya şirketlere şirketin menfaatine aykırı olarak gördürülmesi verilebilir. Bu hükümle şirketin mali yapısının bozulmaması sağlanmak istenmiştir.
- Sigorta ve reasürans şirketleri hesaplarını ve mali tablolarını, Müsteşarlıkça belirlenecek esaslara ve örneğe uygun olarak düzenlemek, ilan ettirmek ve Müsteşarlığa göndermek zorundadır(S.K. m.18).
- Ayrıca kanunun 20. maddesine göre bakan(Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu bakan) şirketin mali koşullarına ilişkin maddede belirtilen durumların oluşması halinde yine 20. maddede belirtilen önlemleri almaya yetkilidir. Bakan sigorta şirketinin; sigorta sözleşmesi akdetme ve temdit yetkisini kaldırmaya, ruhsatlarını iptal ve varlıklarını bloke etmeye yetkilidir.
2) Denetleyici Mekanizma
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 28’inci maddesinde:
Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, özel kanunlarına göre sigortacılık faaliyetinde bulunan kuruluşlar, sigorta ve reasürans aracıları, sigorta eksperlik faaliyetleri, aktüerler ve sigortacılık işlemi yapan veya sigortacılık alanında faaliyet gösteren diğer kişilerin her türlü sigortacılık işlemlerinin denetimi, Sigorta Denetleme Kurulu tarafından yapılır.
hükmüne yer verilmiştir. Kanun hükmünden anlaşılacağı üzere Türkiye’de sigortacılık işlemi yapan ve sigortacılık faaliyeti yürüten bütün tüzel veya gerçek kişilerin denetimi vazifesini yürütmek üzere Hazine Müsteşarlığının bünyesinde Sigorta Denetleme Kurulu kurulmuştur. Bu kurul bir başkan, sigorta denetleme uzmanları, sigorta denetleme aktüerleri ve bunların yardımcılarından oluşmaktadır.
Sigorta denetleme kurulu, mevzuatın Hazine Müsteşarlığına veya ilgili bakana verdiği teftiş, denetim, inceleme veya soruşturma yetkilerini kullanacaktır. Sigorta denetleme kurulu yetkilileri sigortacılık sektöründe hizmet veren kuruluşlardan gerekli görecekleri bilgileri istemeye ve bunların tüm defter, kayıt ve belgelerini incelemeye yetkilidir(S.K. m.28/4). Ayrıca sigorta kuruluşları kanunun 29. maddesiyle de Müsteşarlığın istediği her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlü tutulmuşlardır.
Yukarıda anlatılan önleyici ve denetleyici düzenlemeler ayrıca Sigortacılık Kanun’unun 34 ve 35’inci maddelerinde adli ve idari cezalarla da müeyyide altına alınmışlardır.
AV. TURAN ÖZKAYA