SİGORTA ŞİRKETİNİN AÇTIĞI RÜCU DAVASI
Bazı durumlarda sigorta şirketleri tarafından bize karşı açılmış rücu davalarıyla karşılaşabiliriz. Peki nedir bu rücu davaları? Acaba sigorta şirketleri; rücu davalarıyla bizden ne talep etmekte, bu taleplerini hangi kanuna dayandırmakta ve bu talebe hakları var mı gibi sorular sorulabilir.
Öncelikle belirtmiş olalım ki evet bazı durumlarda sigorta şirketleri, kendi sigortalısına veya başka 3. kişilere karşı rücu davaları açabilirler. Bunlar yaptırdığınız trafik sigortasından kaynaklı sigorta rücu davaları olabileceği gibi bir başkasının yaptırdığı zarar sigortalarından kaynaklanan sigorta rücu davaları da olabilir. İşte bu iki çeşit rücu davasına ilişkin genel bilgilere aşağıda erişilebilir.
1) Trafik Sigortasından(ZMMS) Kaynaklanan Sigorta Rücu Davaları
Bu kısımda bir trafik kazası sonucunda meydana gelen zarara karşılık sigortacının ödediği sigorta tazminatı ve kendi sigortalısından almak için açtığı rücu davaları anlatılacaktır.
Bilindiği üzere trafik sigortası(zorunlu mali mesuliyet sigortası), sigortalının karayollarında kaza yapması ve buna bağlı olarak tazminat sorumluluğunun doğması riskine karşı yaptırılan bir zorunlu sigortadır. Sigortalı, sigortacıya her yıl belirli miktar prim öder buna karşılık sigortacı da sigortalısının bir kazaya karışması durumunda onun ödemek zorunda kaldığı/kalacağı tazminatı 3. kişilere öder.
Fakat bazı durumlarda sigortacı 3. kişiye yaptığı ödemeleri kendi sigortalısından geri alır yani sigortalısına rücu eder. Burada “Sigortalı sigortacıya zaten kendisinden istenebilecek tazminatlar istenmesin ve bu tazminatları sigortacı ödesin diye her yıl prim ödüyor. Sigortacı, ödeyeceği parayı sigortalısından geri alabilecekse o zaman sigortalı boş yere prim ödemiş olmuyor mu?” diye sorulabilir.
İlk bakışta bunun sigorta mantığına ters düştüğü doğrudur fakat kanun koyucu, sigortalı sürücünün bazı fiillerini çok ağır bulduğu için bu fiillerinden dolayı sigortalıyı korumak istememiştir. Böylece sigorta primlerini ödemiş olsa dahi onu sigorta korumasından mahrum bırakmıştır. Bahsi geçen bu fiiller yani sigortacının ödediği tazminat için bu ödemeyi, sigortalıya rücu edebileceği durumlar Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesinde sayılmıştır.(Bknz: Trafik sigortası genel şartları)
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
- a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
- b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
- c) Tazminatı gerektiren olay, aracın uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmişse, (Alkol sınırı ve alkollü araç kullanmak hakkında “Alkollü araç kullanma ve cezası” yazımıza bakabilirsiniz.)
- ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
- d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
- e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
- f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde.
Sonuç olarak; sigortacı KTK(Karayolları Trafik Kanunu)’nın 95. maddesi ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesine dayanarak sigortalısına 3. kişiye ödediği tazminat miktarını rücu edebilir.
Peki yukarıda 7 bent halinde sayılan durumlarda sigortacının koşulsuz şartsız rücu hakkı var mıdır? Örneğin yukarıdaki “c” bendine göre alkol alan kişinin trafik kazasına karışması durumunda sigortacının rücu hakkı her durumda doğar diyebilir miyiz? Ya da “a” bendine göre bazı durumlarda kişi yüzde yüz kusurlu olsa dahi her koşulda sigortacının rücu hakkı doğar mı?
Tabiki hayır. Yukarıdaki bentlerde sayılan her bir durumun sizin özel haliniz göz önüne alınarak yorumlanması gerekir. Bunun içinde muhakkak suretle bir avukata danışılması önerilir. Dolayısıyla sigorta şirketinin, sigorta rücu davası açmadan önce size göndereceği ihtarnameye göre hemen ödeme yapmayıp ödeme yapmadan önce durumu araştırmanız yararınıza olacaktır.
Sigortacı bu davayı KTK m. 95’e ve Trafik sigortası genel şartlarının B.4 maddesine dayanarak açar. Ayrıca bu rücu davası genel şartların B.3 maddesinde belirtilen halefiyete dayalı bir rücu davasıdır. O takdirde söz konusu rücu davası basit bir rücu davası değil sigortalı ile hak sahibi(zarar gören) arasındaki ilişkiye göre hareket edilecek ve sigortacının, zarar görenin savunma vasıtalarına sahip olduğu bir rücu davasıdır.(Halefiyete ilişkin daha ayrınıtılı bilgi için “sigorta hukukunda halefiyet” yazımıza bakabilirsiniz.)
Rücu davasında yetkili mahkeme
Sigortalı ile zarar gören arasındaki ilişki, haksız fiilden kaynaklı bir borç ilişkisi olmakla birlikte rücu davası, mutlak ticari davadır. Bu durumda zarar gören yerine geçen sigortacı da buna göre davayı Asliye Ticaret Mahkemesinde açacaktır.
Rücu davasında zamanaşımı
KTK. m. 109’a göre sigortacının kendi yükümlülüğünü yerine getirdiği günden başlayarak rücu talebi iki yılda zamanaşımına uğrar. Sigortacı zarar görene ödeme yapmadıkça bu davayı açamaz bu nedenle sigortacı asıl alacaklıya ödeme yaptığını ispat etmesi gerekir.
Sigortacının açtığı rücu davasının şartları:
- Trafik sigortalarına dayalı olarak sigortacının halefiyete dayanan rücu hakkının doğması için geçerli bir sigorta sözleşmesinin ve bu sözleşmeye uygun olarak yapılmış bir ödemenin olması gerekir.
- Sigortacı ancak sigorta tazminatını ödedikten sonra zarar gören 3. kişinin yerine geçer. Dolayısıyla sigortacı sigortalısına karşı dava açabilmesi için önce kendi borcunu zarar görene karşı ifa etmiş olmalıdır. Ayrıca sigortacı ancak zarar görene ödediği miktar kadar sigortalısına rücu davası açabilir. Yapılan rücu davasında sigortalı karşı tarafın kusuru nedeniyle tazminat bedelinden indirim talep edebilir.
- Sigortacının Trafik sigortası genel şartlarının B.4 maddesinde sayılan durumlarından birine veya bir kaçına dayanarak rücu davası açması gerekir.
2) Zarar Sigortalarından Kaynaklanan Sigorta Rücu Davaları
Özel sigortalar zarar(tazminat) sigortaları ve bedel sigortaları olmak üzere ikiye ayrılır. Zarar sigortaları ise kendi içerisinde yangın sigortaları, kaza sigortaları, nakliyat sigortaları, mühendislik sigortaları tarım sigortaları ve kefalet sigortaları olarak bir çok alt dala ayrılır. Sigorta rücu davaları halefiyet ilkesine bağlı olarak sadece zarar sigortalarında gündeme gelir. (Sigorta hukukunda halefiyet ilkesi için bknz: “sigorta hukukunda halefiyet“) Bedel sigortalarında halefiyet ilkesi geçerli değildir.
Bu başlık altında anlatılacak olan rücu davaları yukarıda anlatılan rücu davalarından en başta davanın açıldığı taraf bakımından farklıdır. Trafik sigortalarından doğan rücu davalarında sigortacı kendi sigortalasına karşı dava açarken, burada anlatacağımız davalarda, sigortacı sigortalısından başka bir 3. kişiye dava açıyor.
Örneğin kasko sigortası bir kaza sigortası türü olmakla temelde zarar sigortasıdır. Kasko sigortasında kişinin aracına malik olma menfaati sigortalanır. 3. bir kişi aracınıza zarar verdiğinde verilen zarar poliçe dahilinde kalıyorsa sigortacı tarafından karşılanır. Sigortacı da size yaptığı ödemeyi döner 3. kişiden alır. Bunu o kişiye karşı rücu davası açarak yapar.
Bir başka örnek olarak X şirketinin yurtdışından iş makinası getirtiyor olduğunu ve makinenin taşınması sırasında bir zarar doğması olasılığına karşı da şirketin nakliyat sigortası yaptırmış olduğunu varsayalım. Milyon liralık makine, taşıma sırasında yapılan bir hatadan dolayı kullanılamaz hale geldiğinde sigortacı, sigorta tazminatını makine sahibi şirkete ödeyecek ve buna karşılıkta zararın meydana gelmesinde sorumluluğu olan 3. kişilere karşı rücu davası açacaktır.
Sigortacının açacağı zarar sigortasından kaynaklı rücu davasının kanuni dayanağı Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesidir. 1472. madde sigortalının meydana gelen zarar nedeniyle 3. kişilere karşı var olan dava hakkının sigortacının tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya geçeceğini ifade eder. Dolayısıyla burada sigortacı sigortalısının yerine geçmekte sigortalı ile 3. kişi arasındaki hukuki ilişkiye göre dava sürdürülmektedir. Bu nedenle görülecek rücu davasında yetkili mahkeme, zamanaşımı ve ispata dair maddi kurallar sigortalı ile zarar veren 3. kişi arasındaki hukuki ilişkiye göre belirlenecektir.
Görevli mahkeme
Zarar sigortasına ilişkin rücu davalarında görevli mahkeme sigortalı ile 3. kişi arasındaki ilişkiye göre belirlenecektir. Söz konusu zarar bir ticari ilişkiden kaynaklanıyorsa Ticaret Mahkemesinde veya normal bir haksız fiil ilişkisi ise asliye hukuk mahkemelerinde dava görülecektir.
Zamanaşımı
Zarar sigortasına ilişkin rücu davasında geçerli olan zamanaşımı Ticaret Kanunu’nun 1482. maddesinde bellirlenmiş zamanaşımı değildir. Zamanaşımı da yine sigortalı ile 3. kişi arasındaki ilişkiye göre belirlenecektir. Aralarındaki ilişkinin haksız fiil ilişkisi olması durumunda farklı bir sözleşme ilişkisi olması durumunda farklı zamanaşımı süreleri söz konusu olacaktır.
Dava şartları
- TTK. 1472. maddede düzenlenen sigortacının halefiyete dayanan rücu hakkının doğması için geçerli bir sigorta sözleşmesinin ve bu sözleşmeye uygun olarak ödemenin yapılmış olması gerekir.
- Kanun metninde de açıkça belirtildiği üzere sigortacı ancak sigorta tazminatını ödedikten sonra sigortalının yerine geçer. Dolayısıyla sigortacı sorumlulara karşı dava açabilmesi için önce kendi borcunu sigortalıya karşı ifa etmiş olmalıdır.
- Sigortalının sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya geçeceği için öncelikle sigortalının sorumlulara karşı dava hakkı olmalıdır.
AV. TURAN ÖZKAYA